top of page

Aman Ha Size Dokunmayan Yılan Bin Yaşasın!

Kendimi yine tekrarlayacağım ama söylemeden edemiyorum; bu pandemik olay dünyanın her yerinde. Hemen hemen her ülke de yarı/kısmi sokağa çıkma yasağı bulunmakta. Zoraki bir şekilde eve kapatılmakla başa etmek elbetteki zordur, zaman zaman zihnimizde kaybolur, kaygılar ve korkular yaşarız yaşayacağız muhakkak ki. Bunlardan kaçmak için de sanıyorum ki yerel halkımızın %80’ninden fazlası sosyal medyayı kullanmakta.


Sosyal medya ülkemizde ve günümüzde farklı yerlere taşınmış bulunmakta belki de. Farkediyorum da sosyal medyayı sırf eleştirmek, yargılamak, birbirine küfretmek ve birbirini linç etmek için kullanır olmuş insanlar.


İşin en trajikomik kısmıysa şaşırmıyorum bu duruma. Ey K.K.T.C halkı, siz ki bunca yıldır her önünüze çıkan zorluğa bir torpil, bir çıkar yolu bakarak yaklaştınız, siz ki her seferinde bana dokunmayan yılan bin yaşasın dediniz, işte sizlersiniz bunları yapanlar.


Birleşik Krallıktan dönmek istedik vay, yerleştirildiğimiz ya da yerleştirilmeye çalışıldığımız yerlerde azami ya da asgari temizlik bekledik vay, odamız da kapalı kaldık buna da vay, okuyoruz vay, hakkımızı arıyoruz vay. Yani size yaranamıyoruz. Yaranamayacağız da. Olsun varsın size yaranamayalım. Varsın bizi anlamayın.


Anlamamanız çok normal. Kendi hakkınızı yedirmekte üstünüze yok, kendi hakkınızı savunmaktan acizsiniz. Savunana da çok sesin çıkıyor diyenlersiniz. Şiddeti, ki maalesef Kıbrıs’ta bile, kabul edip sineye çekenlersiniz. Halen daha namus diye söylenenlersiniz. Hak nedir hukuk nedir nasıl bilesiniz ki?


Sizi yadırgamıyorum. Adım kadar emin olduğum tek şey var kitap bile okumadığınız. Muhtemelen halkın sadece %30’u okuyor, hakkını arıyor ve tabiri caizse dikili taşta savunuyor tezlerini ve düşüncelerini.


Nerde %70?


Hemen cevap vereyim. Onlar sosyal medyada bizlere, tezlerini düşüncelerini ve haklarını savunan ve isteyenlere savaş açmakta. Mücadele değil, savaş. Yaptığımız hak aramaktan bir yere varamazlarsa yalan yanlış iftiralarla bize saldırmaya devam etmeler.


Ailemizin her bireyinden girdiler çıktılar. Yok sadece bize.

Üstüne üstlük, “galaydınız da orda gebereydiniz” bile dediler.


Diyebilirsiniz ki bu insanların düşüncesi de bu, bu düşünceleri savunuyorlar. Savunsunlar kesinlikle bu onların hakkı. Ama benim de, bizim de hakkımız olduğunu unutmasınlar. Bazı insanlarla polemiğe bile girilmeyeceği nettir. At görüşlüdürler.


Bizler ki nankörleriz, bizler ki şımarıklarız, bakın tehdit etmiyorum kesinlikle, ama bu ülkenin yarını bizleriz unutmayın. Bizler elimizi taşın altına koyduk ve dünyanın öbür ucuna gidip ülkemize yaranabilmek için okuma cabalarına giriştik. En doğal hakkımız ülkemize sığınmak. Bunu bizden esirgemek ya da sorgulamak hiçbirinizin haddine değil.


Temizlik mevzusuna gelince, tertip ve temizlik hep karıştırılan şeylerdir bence. K.K.T.C halkının günümüzde birçoğu işlemektedir ve evlerimize haftalık ya da aylık temizlikçi çağırmaktayız. Temizlikçiler gelmeden önce ne yaparsınız? Tertip! Bakın temizlik değil, tertip! Tertip, düzendir. Orta da eşyalarınızın olmamasıdır ya da eşyaların belirli yerlerinde olmalarıdır mesela kıyafetlerin dolapta olması gibi. Temizlik ise, yerlerin silinmesi gibi, lavaboların ovulması gibi sağlımıza zarar verecek olan maddelerden kurtulmak ve korunmak amaçlı yapılan işlemdir.


Bizlere verilen söz, asgari hijyen ve temizlik aynı zamanda da havlu, tuvalet kâğıdı ve öğünler gibi yine asgari ihtiyaçların karşılanacağı yönündeydi. Aynı zamanda tesislerin doğru düzgün çalışmasına yönelikti, yani sıcak su aksın, ya da su aksın gibi. Bize verilen sözlere uyulmadığında sesimizi çıkartmamız bu yüzden. Nankörlükten, şımarıklıktan değil.


Hemen hemen her yazımda aktardığım kitap mevzusunun sebebi şu günlerde bana daha da vurgulanmalı gibi gelmekte. Kitap okumak insanın öncelikle hayal gücünü daha sonra da empati gücünü artırıyor ve daha iyi insan yapıyor. [1]


Sizler bizlerle empati kuramadığınızdan ağzınıza, aklınıza ne gelirse söyleyip bizi linç etme çabasına giriştiniz. Tebrikler pandemik yüzünden can kaybettiğimiz yetmezmiş gibi üstüne bir de empatisizlikten insanlığı kaybediyoruz. Sonuçta size dokunmadığı için ucu bin yaşaması gerekiyor yılanın, siz de haklı.


Bol kitaplı, bol sağlıklı ve bol empatili günler diliyorum!

Referanslar:

46 görüntüleme
bottom of page